Allah dilediğine azab eder
Allah Teala’nın geçmiş bir sevap ve suçu olmaksızın, dilediği kuluna azap etmesi veya nimet bahşetmesi mümkündür. Yani Allah, bunları zahiri sebep olmaksızın da yapabilir.
Mutezile, bu hükümde de Ehli Sünnet vel-cemaate muhalefet etmiştir. Onlara göre azap ve nimet ancak sabık yani geçmiş bir suç veya sevaptan ileri gelebilir. Onlar, böyle bir sebep olmaksızın ceza ve mükâfatın Allah hakkında mümkün olmadığını ileri sürerler.
Evet, Allah, sebepsiz olarak da azap edebilir veya nimet verebilir; çünkü o, mülkünde tasarruf eder. Bu, mülkünün dışına çıkmış bir tasarruf olarak düşünülemez.
Zulüm ise; sahibinin izni olmaksızın başkasının mülkünde tasarruf etmektir (yani istediğini yapmaktır)
Böyle bir şeyi Allah hakkında düşünmek imkânsızdır. Çünkü Allah’a nisbetle hiçbir kimsenin mülkü yoktur ki, Allah’ın oradaki tasarrufu zulüm olsun.
Mesela, hayvanları kesmek, onlar için suçsuz bir elemdir. İnsanlar tarafından hayvanlara yapılan çeşitli azaplar da geçmiş suçlardan neş’et etmiş değildir.
Burada anlaşılması gereken husus; Allah-u Teala, tüm kainatın ve insanların rabbi, yaratıcısı, sahibidir. Nasıl ki bir insan maliki olduğu evin duvarını dilediği şekilde yıkabiliyor ve kimsenin karışma hakkı bulunmuyorsa, Rabbimizde sahibi olduğu kâinat ve insan üzerinde istediğini takdir eder. Bunun tersini iddia bir fayda getirmez. Ancak böyle inanmak inancın temizi ve Ehlisünnet olmanın gereğidir.
Diğer yandan Allah-u Teala adaletli olacağını haber vermiştir. Kimseye zulüm etmeyeceğini ayetlerinde beyan etmiştir.
Bununla beraber kimse Allah (Celle Celaluhu) hakkında ”böyle yapmak zorundadır, böyle yapmak mecburiyetindedir” diyemez. Bu inanç, Allah’ın yüceliğini bilmemekten ve sefihlikten ileri gelmektedir. Kimse yaratan ve yoktan var eden Allah-u Teâlâ hakkında böyle konuşamaz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
YORUM YAPABİLİRSİNİZ