Bakara 34 Ademe Secde edin ne demek?
Cehaleti daha önce ispatlanmış adamın birisi eline almış meali, içerisinde “için” geçen kelimeleri bulmuş. İşte şu ayette “sizin için” başka ayette “insanlar için” vesaire geçiyor. Bakara 34. Ayette de Adem için secde edin diyor, Ademe secde edin demiyor. diye bir iddiada bulunuyor. Türkçe mealden sonuca varmaya çalışıyor.
وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ اَبٰى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِر۪ينَ
Şimdi soralım burada “için” anlamını ne veriyo? Yani Türkçeye böyle çevrilmesinin sebebi ne?
Burada “اسْجُدُوا لِاٰدَمَ” buyruluyor. Türkçeye için diye çevrilmesine sebep olan şey Lam harfi. “Li ademe..” Buradaki harfi cer olan lam harfi.
Peki bu lam harfi ne işe yarar? Yani “için” derken neyi kastediyor? Herhangi bir Arapça dilbilgisi sitesine girin size gösterecektir: Bakın hangi anlamlara geliyor:
Ta’lil manası “Bir şey için, Birisi için, birine ” gibi manaları ihtiva eder. Misal; اَلْحَمْدُ لِلهِ “Hamd, Allah içindir yani Allahadır” gibi.
Tahsis etme manası vardır اَلسَّيَّارَةُ لِأَبِى “Araba babamındır” gibi. لِلهِ مَا فِي السَّمَوَاتِ وَ الْأَرْضِ “Yerde ve gökte ne varsa Allahındır” yani Allaha tahsis edilir, tasarruf ondadır gibi.
Bir çok görevi var Lamın ama hepsi aynı döngüde. Müteaddiye çevirecek bir şekilde kullanımı yok. Bununla 3. Bir şahıs kastedilmez.
Yani mesela “LiAhmede” deyip Ahmet için Mehmet’e bir şey yapılacağı kastedilmez… Türkçeye mecbur “için” olarak çeviriliyor ama normalde anlaşılan şey bitiştiği şeye veya kişiye aitlik ifade etmesi.
Yani anlayacağınız şekilde, bir kişiye birleşiyorsa ONA, ONUN demek oluyor.
Şimdi birkaç misal verelim daha iyi anlamak için: Şuara suresi 41. Ayette:
فَلَمَّا جَٓاءَ السَّحَرَةُ قَالُوا لِفِرْعَوْنَ اَئِنَّ لَنَا لَاَجْراً اِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِب۪ينَ
فَلَمَّا جَٓاءَ السَّحَرَةَ Sihirbazlar geldiler
قَالُوا dediler ki,,,, şimdi bakın: Burada da aynı lam harfinden var. Li ademe, li firavne.. Bunlara göre mana şöyle olacak: Firavun için dediler ki.. Halbuki gidin istediğiniz meali de açın şöyle mana vermek zorundalar. Firavuna dediler ki…
Bunların iddiasını kökten çürüten bir ayet Fussilet 37. Ayet:
Gündüz ve gece, ay ve güneş O’nun (Allahın) alametlerindendir.
لَا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلَا لِلْقَمَرِ
Güneşe secde etmeyin, aya secde etmeyin..
وَاسْجُدُوا لِلّٰهِ Allah’a secde edin.
Bakın aynısı ifade.. LİŞŞEMSİ, LİL GAMERİ… Güneş için secde etmeyin, ay için secde etmeyin mi diyecekler? Böyle bir adet mi vardı? Hayır, güneşe ve aya tapanlar vardı ki onlara secde ediyorlardı. Bakın aynı şekilde LAM ile ifade ediliyor. LİŞŞEMSİ güneşe, LiADEME Adem Aleyhisselama…
Yine Yusuf a.s kıssasında açıkça aynı şeyi görüyoruz: Babasına diyor ki: Babacığım! Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm
رَاَيْتُهُمْ ل۪ي سَاجِد۪ينَ onları bana secde ederken gördüm. Benim için secde ederlerken gördüm gibi bir şey söz konusu olabilir mi? Böyle bir anlayış yok ki. Birisi için Allaha secde etmek. Yakub aleyhisselam da ne buyuruyor: Sakın ha rüyanı kardeşlerine anlatma, sana tuzak kurarlar. Neden bu kadar önemli? Çünkü kendisine secde edilirken görüyor. Ve en sonunda da ailesi karşısında secde ediyor, işte rüyamın tevili budur diyor.
اسْجُدُوا لِاٰدَمَ “Üscüdü liademe” ifadesi de Ademe secde edin demektir. Şeytan bu yüzden kibirlenmiş ve gururuna yedirememiştir. Allah’a secde edilecek olsaydı neden bundan imtina etsin ki? Araf suresinde Allahu Teala şeytana soruyor, emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan şey neydi? Şeytan ne diyor: Ben daha hayırlıyım, üstünüm, Beni ateşten yarattın onu ise topraktan… Yani topraktan olan insana neden secde edeyim ki diyor…
Çünkü kendisinin yaratılışında böyle bir şey söz konusu olmamış. Topraktan yaratılan insana bu değerin verilmesi zoruna gidiyor. Ve bütün alimler bunun bir tazim, selamlama secdesi olduğunu söylüyorlar ki, Allah’ın insana atfettiği faziletin bir göstergesi oluyor.
Tüm bu gerçekleri bir kenara bırakıp eline aldıkları mealden şöyle böyle deyip kendi kendilerine çıkarım yapmaları, kendi kendilerini aldatmalarından başka bir şey değil. Kur’an ilimlerinde mütehassıs müfessirleri devre dışı bırakanların piyasadaki üç beş cahilin peşine takılıp onların yorumlarını Kur’an zannetmeleri de gerçekten manidar. Müstahaksınız demek ki…
GENÇ HOCA
ehlisunnetmedya.com