Muta nikahı nedir
Muta, belli bir zamana bağlı olan nikâhtır ve cahiliyet devrinde geçerli olan nikâh şekillerinden biriydi. Bu nikâhtan gaye: Beş-on gün gibi bir zaman için kadından faydalanmaktır. Şöyle ki: Bir erkeğin, şer’an nikâha engeli bulunmayan bir kadına, şahitler huzurunda: “Şu kadar ücret karşılığında şu kadar gün senden faydalanayım veya beni faydalandır” demesine muta nikâhı denilmiştir ki, batıldır, haramdır ve hiçbir helâllik ifade etmez.1
Çünkü görüldüğü gibi muta, muvakkat bir zaman için iki tarafın razı olduğu bir ücret karşılığında düpedüz kadın kiralamaktır, ücret karşılığında, bir kadınla belli bir süre için birlikte olmaktır. Bu, bir nikâh değildir. Ehl-i sünnet ve’l-cemaat mezhebine göre, Dinimizde ve Şeriatımızda böyle bir nikâh yoktur. Binaenaleyh “mut’a nikahı caizmiş” sözü hezeyandır… Çünkü nikâh, çiftlerin ebedî yaşamak üzere bir aile yuvası kurmalarıdır. Muta da nikâh da iki tarafın rızasına uygun birer akit olmakla beraber, mutadaki sınırlı ve belirli vakit onu nikâhtan tamamen ayırmaktadır.
İslâmın ilk yıllarında ölü eti ve emsali gibi bir zaruret üzerine bazı gazalarda mutaya ruhsat verilmişti.2 Fakat Hayber’de müsaade edilmeyip yasak edildi.3
Mekke-i Mükerreme’nin fethi seferinde bir daha ruhsat verilip Veda haccında katî surette yasak edildi. Rebi b. Sebrete (R.A.) babasından yaptığı rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
“Ey insanlar! Ben size kadınlarla muta hususunda izin vermiştim. Amma artık ALLAH Teâlâ bunun kıyamet gününe kadar haram kılmıştır. Şimdi kimin yanında bu türlü kadınlardan biri varsa derhal ona yol versin, salıversin ve hem de o kadınlara verdiğiniz şeylerden hiçbirini geri almayınız,” buyurdu.4
Mutanın ebediyen haram kılındığı hakkında ümmetin icmaı vardır. Binaenaleyh, şer’an geçersizdir. Bu yolla birleşme haramdır, büyük günahtır. Evet cahiliye devrinde böyle bir nikah vardı, İslâm’dan sonra kaldırılmıştır. Başlangıçta içki yasak edilmemişti, daha sonra yasak edildi. Başlangıçta yasak değildi diye, içkinin helal olduğunu iddia etmek mümkün müdür? Mut’a da böyledir.
Şurası unutulmamalıdır ki, nikâhın büyük bir toplumsal kıymeti ve değeri vardır. Nikâh, sadece bir şehvet gereği meşru kılınmış basit bir muamele değildir. Bilakis nikâh, kendisi ile ulaşılabilecek bir takım mühim, maksatların, gayelerin tahakkuku için meşru kılınmıştır. Muta nikâhı bu maksatları, gayeleri temin edemez.
Ehlisünnet, süreli evlilikleri geçersiz saymıştır. Çünkü süreli evlilik islam dininin evlilik akdi ile gerçekleştirmek istediği hedeflerle çelişmektedir. Evlenmeden maksat sadece cinsi tatmin değildir. İslamın evlilik akdi ile gerçekleştirmek istediği maksatların başında ruh ve beden sağlığı içinde, İslamın manevi değerleriyle bütünleşmiş nesiller yetiştirmektir ki bu da ancak ailenin devamlı olmasıyla gerçekleşir. Bu nedenle İslam hukukçularının büyük çoğunluğu evliliğin devamlılığını akdin sıhhat şartı olarak görmüştür.
Hz. peygamber (S.A.V.) Efendimiz, mutaya kesinlikle başvurmamıştır.5
dipnot
(1) Serahsî, Mebsût, 5/152-153, Alemgir, el-Fetava’1-Hindiyye, 1/282-283
(2) Buharı, Nikah: 31; Müslim, Nikah: 13.
(3) Buhari, Megazi: 38, Zebaih: 28, Nikah: 31; Müslim, Nikâh: 25-30, 32, Sayd: 33; Tir¬mizi, Nikah: 28, Et’ime: 6; Nesei, Nikah: 71, Sayd: 31; İbn-i Mace, Nikah: 44; Darimi, Edahı: 21, Nikah: 41; Ahmed b. Hanbel, 1/79, 3/404, 405.
(4) Müslim, Nikah:2, No:21; 2/1025; İbn-i Mace, Nikah:44; Darimi, Nikah:16
(5) Doğuştan günümüze Büyük İslam Tarihi: 1/312-339