25.04.2024 - EHLİ SÜNNET MEDYA
Ehli Sünnet Medya

Tevessül Duada Hürmetine istemek

Bir takım kimseler taştan tahtadan yapılan putlar ile alakalı ayetleri gündeme getirip, tevessülle alakalandırıp, tevessülün bir şirk olduğunu söylüyorlar. Daha önce bu ayetlerden önek vermiştim, tapılan putlarla alakalı ayetleri alıyolar Allah için sevilen Allah’ın salih kullarına uyarlamaya çalışıyorlar. Mesela: De ki: “Allah’ı bırakıp da ilah olduğunu ileri sürdüklerinize yalvarın! Onlar sizin sıkıntınızı ne kaldırabilir ne de ferahlığa çevirebilirler.” (Ahzab 56) Ayette tapılan, ilah olarak görülen ve sıkıntıyı giderecek çareyi yaratan olarak görülen Allah’tan başka hiçbir varlığın yaratamayacağı ve böylelikle yardım edemeyeceği ifade ediliyor. Yani konuyla hiç alakası bile yok.

Bir de şöyle diyenler var: Allahu Teala buyuruyor ki: “Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki ben yakınım, bana dua ettiğinde duacının duasına karşılık veririm” buyuruyor, başka bir ayette: “şah damarından daha yakınım” buyuruyor. O halde dua ederken başkasını araya katmaya ne gerek var diyorlar.

Bu ikisi de çok alakasız. Çünkü Allahu Teala’dan birinin hürmetine istemek farklı bir şey, Allah’ın yakın olması, işitmesi, icabet etmesi farklı bir şey. Biri duanın şekliyle alakalı, diğeri Allah’ın kulunu işitmesi ve kuluna olan yakınlığı ile alakalı. O zaman şunu sorabilirsin: Allah bize o kadar yakınsa neden başka birinin hürmetine dua edeyim?

Allah’ın sana yakın olması senin halini bilmesi, başka ayetlerde de geçtiği üzere düşündüğünü ve ne düşüneceğini, kalbinden geçeni, gizlini aşikarını bilmesi, duanı işitmesidir. Allahu Teala kuluna bu derece yakındır peki kul Allah’a yakınlıkta nerede?

Mesela Enfal suresi 2. Ayette geçtiği üzere Allah’ın ayetleri okunurken kalbin titriyor mu, ürperiyor musun? Ra’d suresi 27. Ayette geçtiği üzere kalbin itmi’nana mı kavuştu? Fecr 27. Ayetteki gibi nefsin mutmain mi oldu? Razı olan ve olunan makamı kavuştun? Yok… Daha 4 rekat namaz kılarken kaç rekat kıldım diye şaşırıyorsun, Allah’ın huzurundan başka her yerdesin ve selam verirken namazda olduğunu hatırlıyorsun. Dolayısıyla Allah’ın kuluna yakın olması kulun Allah’a yakınlığını ifade etmiyor.

PEKİ TEVESSÜL HÜRMETİNE İSTEMEK NEDİR?
   Dua ederken, Allah katında değeri olduğuna inandığın salih kullar, acizler, ihtiyarlar, sabiler, hayvanlar hürmetine istemek, duanın kabulü için bunları vesile kılmaktır.

Maide Suresi 35. Ayette buyruluyor ki:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَابْتَغُٓوا اِلَيْهِ الْوَس۪يلَةَ وَجَاهِدُوا ف۪ي سَب۪يلِه۪ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Ey iman edenler! Allah’tan sakının, O’na yaklaşmaya vesile arayın ve onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.  daha önceki videolarda değinmiştim, alimler meşru olan herşeyin bir vesile olabileceğini söylemişlerdi. Meşru olmayan nedir? Mesela tapılan bir put vesile olmaz, Allah’ın razı olmadığı, rahmetini çekmeyen hiçbir şey vesile olmaz.

Peki rahmetini ne çeker Alalhu Tealanın. Enfal Suresi 33. Ayette buyuruluyor ki:

وَمَا كَانَ اللّٰهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَاَنْتَ ف۪يهِمْۜ وَمَا كَانَ اللّٰهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُون
Sen içlerinde oldukça Allah onlara azap etmez, tövbe istiğfar ettikleri sürece de Allah onlara yine azap etmeyecektir. (Enfal 33)

Bakın ayette Allah’ın azabını geri çeviren dolayısıyla rahmetini çeken iki şey sayılıyor:

Resulüllah ve tövbe isitğfar.

Resulüllah Efendimiz bir şahıs-bir insandır, tövbe ise bir ameldir. Demek ki, Allahu Teala katında,, onun rahmetini çeken bir insanın hürmeti de olabiliyor, bir amelin de.

Bakın yine defalarca okudum şu ayeti: Nisa Suresi 69. Ayette:
Kim Allah’a ve peygambere itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lutuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdirler; bunlar ne güzel arkadaşlardır! (Nisa 69) Buyruluyor. Peygamberlerinin, sıddikların, şehidlerin ve salih zatların Allah katında lütfa mazhar olduğunu ve bir hürmetinin olduğunu anlıyoruz. Dolayısıyla, Allah katında değerinin olduğuna inandığımız ve bunu yaşantısıyla, İslam’a her yönden bağlılığıyla ortaya koyan zatlar hürmetine Allah’tan istenebilir. Bunu yasaklayan bir ayette yoktur zaten.

Bilakis Resulüllah’ın, ashabın ve alimlerin hayatında bunu görüyoruz.

Çok uzun bir hadisin konuyla alakalı kesitinde: Enes ibni Malik (Radıyallahu anh) derki: Hazreti Ali (Radıyallahu anh)ın anası olan Haşim oğlu Esed’in kızı Fatıma vefat ettiğinde Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)i büyüttüğü için Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına giderek başı ucunda durmuş: “Allah sana rahmet eylesin. Ey öz anamdan sonraki anacığım” demiştir.   Kazı işi bitince Resulüllah kabre girerek onu yere yatırmış ve şöyle duada bulunmuştur: “Ey dirilten ve öldüren, Kendisi hiç ölmeyen ve her zaman diri olan Allahım! Anam Esed kızı Fatıma’yı bağışla. Peygamberinin ve benden önceki Peygamberler hakkı için (hürmeti için) onun mezarını genişlet. Çünkü sen acıyanların en merhametlisisin.” (Taberani, el-Mu’cemü’l-Evsat, no:191, 1/153) Bu hadis-i şerifi Taberani (Rahimehullah)ın “el-Kebir” ve “el-Evsat” adlı kitaplarında rivayet edilmiş olup, İbni Hibban ve el-Hakim (Rahimehullah)ın rivayet ettikleri uzun bir hadisin bir parçasıdır. (Taberani, el-Mu’cemü’l-Evsat, no:191, 1/153) Yine bu hadisi ibni Ebi Şeybe (Rahimehullah) Cabir (Radıyallahu anh)den, İbni Abdilber (Rahimehullah) ibni Abbas (Radıyallahu anh)den, Ebu Nuaym (Rahimehullah) da Enes (Radıyallahu anh) dan rivayet etmişlerdir.

Bu hadis ölü ile tevessüle de delildir çünkü Resulüllah Efendimiz benden önceki peygamberler hakkı için” demiştir.

BU RESULÜLALH’IN DUASIYDI… YİNE RESULÜLALHIN BAŞKA BİR SAHABEYE TAVSİYESİ DE BU YÖNDE:
Gözleri görmeyen bir sahabe Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in yanına gelerek: “Ya Resulallah! Allah’a dua et de benim gözlerimi açsın” dedi. Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: “İstersen dua edeyim, fakat sabredersen o daha hayırlıdır.” buyurdu. Adam: “Dua ediniz” dedi. Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de adama,(ve ümmetine bi yol öğretti) güzelce abdest alıp şu duayı okuyarak Allah’a yalvarmasını emretti: “Allahım! Ben sana yalvarıyorum. Bu hacetimin görülmesi için Rahmet Nebisi olan Peygamberin Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Sana yöneliyorum. Allahım! Onu bana şefaatçi kıl.” Adam bunu yapar yapmaz gözleri açılmış olarak geri döndü. (Tirmizi, Deavat: 119, no: 3578, 5/569; İbni Mace, İkamet: 189, no:1385, 1/441) Bu hadis-i şerifi Tirmizi (Rahimehullah) “Sahih”inde, İbni Mace (Rahimehullah) “Sünen”inde, Hakim (Rahimehullah) “el-Müstedrek” adlı eserinde sahih senetle rivayet etmişlerdir.

Burada iki şeyi görüyoruz, amel ve kişi ile tevessül. Peygamberimiz sahabeye hem namaz kılmasını hem de duasında Resulüllah ile tevessül etmesini tavsiye ediyor. Tabi bu aynı zamanda Resulüllah’ın bir mucizesidir fakat benim burada dikkat çektiğim şey bu şekilde dua etmenin caiz olduğu ve tavsiye edilmesidir.

Yine sahabeden de aynı şeyi görüyoruz:
Halk yağmursuz kalıp kıtlığa uğradıkları zaman Ömer İbnul Hattab, (Peygamber’in amcası) Abbas İbni Abdilmuttalib’i vesîle edinerek yağmur duası yapar  ve duada “Ya Allah! bizler, peygamberimizi vesîle edinerek sana niyaz ettiğimizde bize yağmur ihsan ederdin. Peygamberimizin amcasını vesîle edinerek senden niyaz ediyoruz. Yağmur ihsan eyle” (Buhari, İstiska:3)
Diri ile tevessül olur da vefat eden ile olmaz mı?Abdurrahman ibni sa’d (Radıyallahu anh) şöyle anlatıyor: “Bir kere Abdulalh ibni Ömer (Radıyallahu anhuma)nın ayağı uyuştu, o zaman bir adam ona: “En sevdiğin insanı an” dedi. O da “Ya Muhammed” der demez bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı. (Buhari, el-Edebü’l-müfred:438, No:993, sh:262)

Başka bir hadis-i şerifte:
“Siz ancak zayıflarınız hürmetine yardım olunuyor ve rızıklandırılıyorsunuz.” (Buhari, Cihad:75 No:2739, 3/1061; Nesai, Cihad:43, No:3178, 6/352, 6/45; Adurrezzak, el-Musannef, No:9691, 5/303) buyruluyor. Bakın zayıf yani aciz, yaşlı, kimsesiz gibi zayıf kimseler de Allah’ın rahmetini çeker. Bunlar hürmetine rızık veriliyorsa neden dua ederken bunlar hürmetine istenmesin?

Bu konuda çok örnek verilebilir, alimler de bu konuda bazı istisnalar dışında hemen hemen aynı görüştedir. Mesela

Ali bin Süleyman el-merdavi der ki: İmam Mirdavi “El-Hanbeli el-İnsafi fi ma’rifeti’r-râcih mine-l-hilaf” kitabında diyor ki:    “Ahmed b. Hanbel dedi ki: Yağmur kesilince dua edene, peygamberle tevessülde bulunması müstehaptır. Demek ki peygamberin duasıyla tevessül eder.  (El-Hanbeli el-İnsafi fi ma’rifeti’r-râcih mine-l-hilaf) (ez-Zehebi, Siyeru A’lami’n-Nübel’a, XI, 212.)

İMAM EBU HANİFE TEVESSÜLE KARŞI MIYDI?

Peki İmam Ebu Hanife rahmetullahi aleyh tevessüle karşı mıydı: Fetva-yı Hindiyye’de İmam’ı Azam’ın “hakkı için istemek mekruhtur” dediği nakledilir. Mekruh olması hoş görülmemesi anlamındadır. Lakin Molla AliyyülKarii der ki: Buradaki mekruhluk hakk sözüne vaciplik (mecburiyet) manası yüklendiği takdirde olur, Çünkü vaciplik veya mecburiyet manasında kimsenin, Allah’u Teala üzerinde hakkı yoktur, ancak hürmet ve tazim manasında kullanıldığı takdirde bunun tevessül babından olacağını, İmam Ebu Hanife’nin aslında bunu kasdettiğini söyler. (Aliyyü’l Kari, Fethu’l Babi’l-İnaye, III, 30)

İbni Abidiiin hazretleri de bu konuda: “Ben derim ki, bu söylenenlerin tamamı, bu lafızdan akla ilk gelen anlama muhalif ihtimallerdir. Lafzın, caiz olmayan bir manaya vehmettiriyor olması dahi, onu yasaklamak için yeterlidir. Allahu Alem, imamlarımız bu yasaklamayı bundan dolayı mutlak olarak söylemişlerdir.”

   Yine İbni Abidiiin hazretleri “Raddü’l Muhtaaar”ında der ki: “Ben Allahu Teala’ya Nebiyy’i Kerim’i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile ehl’i taatından her muazzam makam sahibi ile ve imamımız İmam Azam ile tevessül ederek lütuf ve kereminden bu işi bana asan eylemesini, doğruyu ilham buyurmasını, kusurlarımı bağışlamasını, hatalarımı afv buyurmasını niyaz eylerim.”

Dolayısıyla Allahu Teala’dan bir kimsenin hürmetine, hatırına istemek ayetle yasaklanan bir şey olmadığı gibi işari manalar vardır,,, Resulüllah, ashabı ve alimlerin uygulamasıyla da caiz olduğu anlaşılmaktadır.

Rabbimiz, Resulünün hürmetin,e sevdiği salih kulların hürmetine, gece Allah için göz yaşı dökenler hürmetine, sabiiler, yaşlılar, acizler hürmetine aklınızdan her ne dua geçiyorsa kabul buyursun… Allaha emanet olun.

GENÇ HOCA
ehlisunnetmedya.com

BU SAYFAYI PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAPABİLİRSİNİZ