Kalpleri var ve anlamazlar ayeti bilimsel olarak doğrulandı
Kur’an-ı Kerimde geçen Araf Suresi 179. ayet şöyle: And olsun ki, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık; onların kalbleri vardır ama anlamazlar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerdir.
Ayette kalpleri var ama anlamazlar buyruluyor.
Ateistler bu ayetle dalga geçerek “Kur’an beyne değil kalbe işaret ediyor, o dönemde beyni bilmiyorlardı, kalbi beyin zannediyorlardı gibi” iddialar ortaya atıyorlardı.
Bilim kalbin anlamasını ve kavramasını doğrulamaya başladı.
Bilim insanları kalp içinde küçük bir “beyin” olduğunu ortaya çıkardı.
Bilim insanları kalpte sinir hücreleri bulunduğunu 20. yüzyılın başından beri biliyordu; ancak bu hücrelerin önemi tam olarak anlaşılmamıştı. Uzun yıllar boyunca kalbin kontrolünün tamamen merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik) tarafından sağlandığı düşünülüyordu.
Fakat modern araştırmalar, kalpteki sinir hücrelerinin sadece iletici olmadığını, aynı zamanda karmaşık yerel düzenleyici görevler üstlendiğini ortaya koymaya başladı. Kalpte, beyinden bağımsız kararlar alabilen içsel bir sinir ağı vardır. Yani kalp, düzenli ve akıllı bir iç sinir sistemine sahip olup, bağımsız olarak çalışabilmektedir.
Bu sistem bazen kalbin “küçük beyni” olarak anılır. Kalp dokusu içinde bulunan sinir hücreleri topluluklarından oluşur ve kalbin atışlarını düzenleyebilir, elektriksel sinyalleri kontrol edebilir ve kan basıncı gibi yerel değişikliklere beyinden bağımsız şekilde tepki verebilir.
Bu sistem hâlâ tam olarak keşfedilmiş değildir. Onu anlamak, kalbin psikolojik ve duygusal durumdan nasıl etkilendiğini daha iyi açıklamaya yardımcı olabilir.
Bu bulgular, duygularımızın ve stresimizin kalp sağlığı üzerindeki etkisini daha iyi anlamamıza yardım ediyor.
Meğer kalp sadece kan pompalamazmış;
içinde bir “akıl nûru”, minik bir beyin taşıyormuş.
Kendi kararlarını alan, ritmini koruyan,
duyguya, sese, gözyaşına cevap veren bir iç kudret…
Bilim, ancak şimdi fısıltıyla dillendiriyor:
Kalp, sadece et değil; bir idrak, bir sezgi, bir hafızadır.
Turan Kışlakçı