Allah’ın sıfatlarını şeyhe yüklüyorsunuz iddiası

Daha önce yetiş ya gavs demenin, uzaktaki bir Allah dostuna seslenmenin, onun bu sesi duyabileceğini ve Allah’ın izniyle yardıma gelebileceğini delilleriyle anlatmıştık.

Bu noktada gelen bir itiraz var: Diyorlar ki “Biz başkasından yardım isteme değil uzaktakinden yardım istenmesinden ve onun bu yardıma geleceğine inanılmasına karşıyız. Allah’ın sıfatlarını başka hiçbir şeye yükleyemezsiniz”

Onlar Aslında bir mefhum karmaşası içerisindeler. Bu inançlarıyla Allah’ın insanlara verdiği izni, yetkiyi ve hareket alanını reddediyorlar. Allah, Peygamberlerine salih zatlarına tasarruf yetkisi vermiştir. Peygamberlere verilene mucize, ümmetine verilene de keramet diyoruz. Ümmetin kerameti de aslında Peygamberin mucizesidir.

Biz Allah’ın zatına ait sıfatları bir kula, şeyhe mürşide  vermiyoruz, öyle görmüyoruz. Biz, Allah’ın bu izni ve yetkiyi verdiğini delilleriyle de ispat ederek ortaya koyuyoruz.

Şimdi içinde boğuldukları kavram karmaşasını örnekleriyle açıklayalım.

Neml Suresinde geçen Süleyman a.s kıssasında Belkıs’ın tahtını getiren zatı biliyorsunuz. Ayette geçtiği üzere göz kapayıp açıncaya kadar uzaklardaki o tahtı getirmişti. Bu nasıl oluyor? Çok basit: Bi iznillah.. Allah’ın izniyle. Allah, o kula tasarruf izni veriyor. Allah’ın sıfatının yüklenmesi değil, Allah’ın verdiği iznin kullanılmasıdır bu.

Mesela şifa veren kimdir? Allah… Allahu Teala dünyada bunu sebeplere bağlamıştır. Mesela bakın İsa. As. Diyor ki:
Bakara 49 “Körü ve alacalıyı iyileştiririm” diyor. Şifa veren Allah değil mi? İsa a.s nasıl ben iyileştiririm diyor? Ayetin devamında buyrulduğu üzere “bi iznillah” Allahın izniyle. Yani Allah’ın izin verdiği ölçüde.

–O Allahın peygamberi? Peki, Allah peygamberine vasıflarını, sıfatlarını ödünç mü veriyor? Ona uluhiyyet veya rububiyyet mi yüklüyor haşa? Hayır, izin veriyor.

Yine mesla: Yaşatan ve öldüren kimdir diye soralı? B unasıl soru: “O Allah yaşatır ve öldürür,”
“biz diriltir ve öldürürüz. Dönüş de ancak bizedir” (Zariyat 3)

Yaşatan ve dirilten kim? Allah. Peki, İSA a.s ne diyor: “ÖLÜLERİ DİRİLTİRİM”
diyor. Ölülerin diriltilmesi ne kadar ciddi bir şey değil mi? Ama isa a.s ben diriltirim diyor! Nasıl oluyor? Bi iznillah.

Nemrut: “ben de yaşatır ve öldürürüm” Bakara 258

Nemrut da aynı şeyi söylüyor. Ben de yaşatır ve öldürürüm diyor ama kendisini bir ilah yerine koyarak bunu söylüyor. İsa .as ben ölüleri diriltirim ama Allah’ın izniyle diyor.

İŞTE ASIL MESELE BU. Allah’ın izniyle. Allah’ın izin verdiği kullar O’nun mülkünde bazı doğa kurallarını aşabilirler. Senin yürüyerek aylarca gideceğin yere o Allah’ın izniyle bir anda ulaşır. Süleyman a.s kıssısında olduğu gibi. Bu kadar basit aslında. İnsanlar için koyulan doğa kanunları salih kullar için kaldırılıyor.

   Yine Kur’anda geçtiği üzere Meryem annemizin yanında kışın yaz meyveleri, yazın kış meyveleri olması ve şaşıranlara “bu Rabbimin katındadır” demesi gibi.

  Hazreti Ömer r.a hutbedeyken İran bölgesinde savaşta bulunan komutana seslenip nasıl sesini duyurabiliyor? Allah’ın izniyle. Allah onun için uzaklık mefhumunu o an kaldırıyor.

İşte değerli arkadaşlar, bunlar sözde tevhid mücadelesiyle Allah’ın verdiği izni, tasarrufu inkar ediyorlar. “Böyle bir yetkiyi Allah veremez” diyorlar. Allah adına karar veriyorlar. En acısı da böyle bir meseleyi hem anlamıyorlar hem de Müslümanları şirkle suçluyorlar. Allahu Teala hidayet nasip eylesin.

GENÇ HOCA
ehlisunnetmedya.com