Ru’yetullah Allah’ın görülebilmesi
Ehli sünnet, ahiret yurdunda mü’minlerin Allah’u Teâlâ’yı görmelerinin aklen caiz, naklen de vacib olduğunu kabul etmiştir.
Mutezile, Neccariyye, Havaric ve Rafıda’nın Zeydiyye kolu bu görüşe muhalif kalmışlardır.
Ehli Hak’kın bu konudaki kati delili Hazreti Musa’nın, Allah Teâlâ’dan onu görmesini taleb etmesidir.
”Rabbim bana görün ki seni göreyim” ayetinde beyan olunduğu gibi. Halbuki Musa aleyhisselam, yüce Allah’ı hakkıyla biliyor, onu mahluka benzetmekten, bir yönde veya bir şeyin hizasında bulunmuş olmaktan tenzih ediyordu. Bununla beraber o, Allah’ın görülebileceğine inanmış ve kendisine görünmesini taleb etmiştir.
Şimdi, Allah-u Teâlâ’nın görülebilmesini muhal (imkânsız) addedenler, Hazreti Musa’nın bilmediği ilahi sıfatları bildiklerini iddia etmiş oluyorlar ki bu yanlıştır.
Ayrıca Allah Teâlâ ”Dağ yerinde durabilirse sen de beni görürsün” buyurmak suretiyle kendisinin görülebilmesini dağın yerinde durmasına bağlamıştır. Dağın yerde durması ise aklen mümkün olan bir şeydir.O halde bir hadisenin mümkün olan bir şarta bağlanması onunda imkan dahilinde olduğunu gösterir.
Soru: Eğer Allah’ı cenetten görebilecek olsaydık onu şimdide görürdük, çünkü ne bizim gözlerimizde bir bozukluk ne de onun üzerinde bir perde vardır.
Cevap: Görülmesi mümkün olan her şeyi, ancak Allah Teala’nın, onu görme filini gözlerimizde yaratmasıyla görebiliriz. Şayet o yaratmazsa bizde göremeyiz. Bu şuna benzer: Peygamber Efendimiz Cebrail’i gördüğü halde yanında bulunan ashabı görememiştir. Daha basiti bir kedi gecenin zifiri karanlığında fareyi apaçık gördüğü halde biz göremeyiz. İşte bu Allah’ın o görme fiilini gözümüzde yaratması veya yaratmamasındandır.
Şunu ilave ederek yanlış bir inancı düzeltmiş olalım. Cennette olan insanlar Allah Teala’yı görebileceklerdir. Ancak bu Allah’ı cennette görecekler manasında değildir. Allah cennetten görülecektir. Yani cennet, Allah’ı gösteren bir ekran vazifesi yapacaktır.
ZİYARETÇİ YORUMLARI
YORUM YAPABİLİRSİNİZ