15.04.2025 - EHLİ SÜNNET MEDYA
Ehli Sünnet Medya

Sami Ramazanoğlu Efendi Hazretleri

Sami Efendi (Kuddise Sirruhu) çok az yer ve içerdi. Sohbetlerinde sıkça az yemenin faziletinden ve çok yemenin zararlarından bahseder, ayrıca bu hususu ayet-i kerime, hadis-i şerif ve hikmetli sözlerle de anlatırdı. Zaten kendisi sünnet üzere günde iki öğünden fazla yemezdi. Yediği zaman da yarım dilim ekmek ve bir kaç lokma katıkla kifaf-ı nefs ederdi. İhvanla birlikte yenildiğinde “İhvanla yenilende bereket vardır ve bundan sual olunmayacaktır” buyurarak fazlaca yenilmesine müsaade ve hatta teşvik
ederlerdi. Az uyurlardı, seher vaktini ihya etmek en büyük zevkleriydi. Evinde misafir kalanlar veya kendileriyle bir yolculuğa çıkanlar, gecenin hangi saatinde kalksalar onu ayakta bulurlardı.

Az konuşurlardı. Konuştukları zaman ya hikmet söylerler veya nasihat ederlerdi. Değilse
sukutu ihtiyar ederlerdi. Nitekim merhum Ali Yekta Efendi şöyle diyor: “Evliyaullahın tasarrufları ya kavlen ya da hal ile olur. Sami Efendi’nin tarassufu hal iledir. Kelami dergahının en feyizli günlerinde oraya devam eden pek çok ulema ve fuzala vardı. Fakat Sami Efendi o zaman pek genç olmasına rağmen bugünkü gibi kamil ve hal sahibi idi.”

İrşad vazifesiyle memleketi Adana’ya gönderildiğinde oradan İstanbul’ a mürşidine hediyeler göndermek adetiydi. Fakat o, hediyelerinin bizzat kendi elinin emeği olmasına büyük itina gösterirdi. Rivayete göre ekinler biçildikten hasad toplandıktan sonra tarlalara gider, yerlere dökülen başakları toplar, onları güzelce
bulgur yapar ve İstanbul’ a gönderirdi. Onun bu haline muttali olan babası: “Oğlum, benim ambarlarını buğday oldu. Niçin Efendi’ne onlardan göndermiyorsun?” deyince: “O kapıya layık olan el emeği, göz nurudur” buyurmuşlar.

Sami Efendi Hazretleri kendisini sevenleri ve bağlılarını eski kültürümüze ve bahusus eski(meyen ! ) harflerle okuyup yazmayı öğrenmeye sevk ederlerdi. Hatta bu yüzden son yıllara kadar eserlerini yeni harflerle neşre müsaade etmemişti.

Ayrıca kendileri iyi derecede Fransızca bildikleri halde Batı kökenli kelimelerin Türkçe’ de kullanılmasından hoşlanmazlar, böyle Fransızca veya Latince asıllı kelimeleri asla kullanmazlardı.

Sami Efendi Hazretleri kendisini tekkesinde ziyarete geldiği zaman, üstadımızın üstadı ve dört mezhep müftüsü Hacı Ali Haydar Efendi Hazretleri (Kuddise SirruhO) ayakları tutmadığı halde bu yüce misafirini kapıda karşılamak için sürünerek kapıya yaklaşmak isterdi. Onu görünce:
“Ey Sami Efendi! Sen kendini gizle bakalım, daha ne kadar gizleyeceksin” derdi ve “Bu ayaklarım tutsa ben de seni ziyaret etmek isterdim” buyururdu.

BU SAYFAYI PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Zeynep dedi ki:

    Ben, mübareği rüyamda gördüm. Hemde çooookkk güzel bir rüyaydı. Rabbim şefaatlerine mazhar eylesin.

YORUM YAPABİLİRSİNİZ