Ramazan ayının Fazileti
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Kim Ramazan’ın gelmesiyle sevinirse, Allah o kimsenin bedenini cehenneme haram kılar. (Dürretü’l-vâizîn)
Kim gurbetteki evlâdının gelmesini beklediği gibi Ramazan’ın gelmesini bekler ve Ramazan’ın gelmesiyle de gerçekten sevinip neşelenirse, Allah (c.c.) o kimsenin bedenini cehenneme haram kılar. Yani o kimse cehenneme girmez ve cehennem de onu yakamaz.
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Ramazan ayının evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden âzad’tır. (İbni Asâkîr)
Ramazan ayının ilk on gününde oruç tutanların üzerine ilâhî rahmetler saçılır. İkinci on gününde oruç tutanların günahları bağışlanır ve üçüncü on gününde de oruç tutanlar cehennemden âzad edilir.
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Yanında adım anıldığı zaman bana salâtü selâm getirmeyen kimse sürünsün. Ramazan ayına erişip de, bu ay çıkmadan kendini Allah’a bağışlatamayan kimse sürünsün. Annesi ve babası yaşlılık günlerini yanında geçirdiği halde (onların duasını alarak) cennete giremeyen kimse de sürünsün. (Tirmizî-Hâkim)
Gerçek îmanın alâmetlerinden biri de peygamber sevgisidir. Peygamber sevgisinden yoksun olanlar ve bu nedenle Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in adı anıldığı zaman salâvât-ı şerîfe getirmeyenler, diğer dinsel konularda da duyarsız olacaklarından, sonlarının iyi olmayacağına bir işarettir.
Mübârek Ramazan ayı ilâhî rahmetin saçıldığı, günahların bağışlandığı,
meleklerin mü’minlere dua ettiği ve sevapların katlandığı bir ay olduğu halde, Ramazan ayında bile tevbe edip Allah’tan (Celle Celaluhu) af dilemeyen ve genel aftan yararlanamayanların da sonlarının iyi olmayacağı bir gerçektir.
Cennet annelerin ayağı (rızası) altında olduğu halde, yaşlılık günlerini
yanında geçiren anne ve babasının dualarını alıp cennete giremeyen kimselere de gerçekten yuuh olsun!
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Receb Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan da ümmetimin ayıdır. (Menâvî)
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğduğu anda secdeye kapanıp “Ümmetim! Ümmetim!” dedi. Yaşam boyu ümmet sevdasıyla yandı ve ölürken de son sözü “Ümmetim! Ümmetim!” oldu.
İşte mübârek Ramazan, Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in ümmetinin yani bizim ayımız. Lütfen bu ayın değerini bilelim ve bu ayda saçılan ilâhî rahmetten yararlanalım. Özellikle orucu cân-ı gönülden isteyerek tutalım, beş vakit namazı düzenli bir şekilde kılalım, her çeşit günahlardan kaçınalım ve terâvih namazını da Ramazan ayına yakışır bir şekilde yavaş yavaş kılalım.
Oruç ve takvâlık
Yüce Allah buyuruyor:
Ey îman edenler! Oruç, sizden önceki (ümmet) lere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Olur ki (oruç ile) takvâlığa erişirsiniz. (Bakara, 183)
Abur cubur yeme alışkanlığını ve aşırı cinsel istekleri kontrol altına alıp dengeleyen oruç, günah işleme alışkanlığını da frenlediğinden, âyette “Olur ki (oruç ile) takvâlığa erişirsiniz” buyuruluyor.
Ramazan ve Kur’an
Yüce Allah buyuruyor:
O Ramazan ayı ki, insanlara yol gösterici, doğru yolun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak onda (Ramazan ayında) Kur’an indirildi. (Bakara, 185)
Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhüma diyor ki:
Cebrâil aleyhisselâm, Ramazan’ın her gecesinde Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile bir araya gelir ve (karşılıklı oturup) Kur’an’ın müzâkeresini yaparlardı. (Buhârî-Müslim)
Son ilâhî kitab olan Kur’an-ı kerîm mübârek Ramazan ayında indirildiğinden, Hz. Cebrâil ile Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ramazan’ın her gecesinde bir araya gelip “mukâbele” yani karşılıklı oturup Kur’an’ı okudukları ve içeriğini müzâkere ettikleri gibi,
Allah’a (c.c.) şükürler olsun, bin 400 küsür yıldan beri her yıl Ramazan ayında âdeta bir Kur’an seferberliği başlıyor ve camilerin pek çoğunda mukâbeleler okunuyor. Ayrıca evlerde de genelde hanımlar bir araya gelip kendi aralarında mukâbeleler okuyor ve binlerce hatim duaları yapılıyor.
Ramazan ve Kadir gecesi
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Kadir gecesini, Ramazan’ın son on günündeki tek gecelerde (21, 23, 25, 27) arayın. (Buhârî) Yüce Allah buyuruyor: Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. (el-Kadr, 3)
Bin ayı yani 83 yıl 4 ayı sürekli ibâdetle geçirebilmek için, en azından yüzlerce yıllık bir ömre gerek var ama bin aydan hayırlı olan bir Kadir gecesini ibâdetle geçirebilmek için ise sadece 8-10 saatlik bir zaman yeterlidir.
Ramazan’da cennet kapıları açılır
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır (etkisiz hâle getirilir). (Buhârî-Müslim)
Terâvih namazı
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Allahu Teâlâ size Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de kıyâmını (terâvih namazını) sünnet kıldım. Kim îmanla, ihlâsla orucunu tutar ve terâvih namazını kılarsa, annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınır. (Nesâî-İbni Mâce)
Ramazan’da cömertlik
Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhüma diyor ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanların en cömerdiydi. Özellikle Ramazan’da Cebrâil’in (a.s.) kendisi ile buluştuğu anlar, en cömert olduğu zamanlardı. (Buhârî-Müslim)
İnsanların en cömerdi olan ve Ramazan ayında daha da cömert davranan Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in bu güzel ahlâkı, Allah’a (Celle Celalühü) şükürler olsun ümmetine de yansıdığından,
Her yıl Ramazan ayında tüm İslâm ülkelerinde, dünyada eşi, benzeri görülmeyen bir cömertlik ve sosyal yardımlaşma yarışı başlıyor ve İslâm ülkelerinde tek bir kimse aç ve açıkta kalmıyor.
Ramazan ve umre
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Ramazan’da yapılan umre (nin sevabı) bir hac gibidir. (Buhârî-Ahmed İbni Hanbel)
Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor:
Ramazan’da yapılan umre, benimle hac yapmış gibidir. (Menâvî)
Allah’a (Celle Celalühu) şükürler olsun, maddî durumu iyi olan müslümanlar dünyanın her tarafından kutsal topraklara gidip, “Ramazan umresi” yapıyor ve müslümanların kurtuluşu için dua ediyor.
Ramazan eğlence mi, ibâdet ayı mı?
Yüce Allah buyuruyor:
(Ya Muhammed!) Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatı kendilerini aldatan kimseleri (sapıkları, bana) bırak. (En’am, 70)
On bir ayda bir defa gelen ve gerçekte ibâdet ayı olan Ramazan’da bile, beş vakit namazı düzenli bir şekilde kılmayanlar ve camilere erkence gidip Kur’an ve sohbet dinlemekten sıkılanlar, “Dinlerini oyun ve eğlence edinen ve dünya hayatı kendilerini aldatan kimseler (sapıklar)” gibi mübârek Ramazan ayını da “Ramazan eğlenceleri” adı altında oyun ve eğlenceye çevirmek ve son hak din olan İslâm’ı önceki dinler gibi amacından saptırmak istiyorlar.
İslâm karşıtı her çeşit sapıklık hareketlerini ekranlarına taşıyan belirli medya kuruluşlarını ve içlerinde hıristiyanlık özentisi olanları Allah’a bırakıyoruz. Çünkü Allah (Celle Celalühü), kesinlikle onları sorgulayacak ve gereken cezalarını verecektir.
Ancak belediyenin kasasından iftar çadırları kuran ve müslümanlar
terâvih namazını kılarken, “Ramazan eğlenceleri” adı altında dinimizi oyun ve eğlenceye dönüştürenlere ne diyelim?
Yüce Allah buyuruyor:
Ey îman edenler! Sizden önce kendilerine kitab verilenlerden dininizi eğlence (aşağılama) ve oyun edinenleri dost edinmeyin. Eğer gerçek mü’minlerden iseniz, Allah’tan korkun (dininizi eğlence ve oyuna dönüştürmeyin)! (Mâide, 57)
“Ârife bir işaret yeter” derler. Allah (Celle Celalühü) hepimizi gaflet uykusundan
uyandırsın, kalplerimize Asr-ı saadetin heyecanını tattırsın ve biz âcizleri
kutsal dinimize hâdim (hizmetkâr) eylesin!..
Ahmet Tomor Hocaefendi